Kösem Sultan

Kösem Sultan Kimdir? Kösem Sultan’ın Yaşamı

Kösem Sultan, Osmanlı tarihinin en güçlü kadınlarından biri olarak yalnızca haremde değil, devlet yönetiminde de etkin bir figür olmuştur. Zekâsı, siyasi becerileri ve entrikalara karşı üstün stratejik yetenekleri, onun Osmanlı siyasetinde uzun yıllar etkili olmasını sağlamıştır. Osmanlı tarihinde Kadınlar Saltanatı olarak anılan dönemin en önemli isimlerinden biri olan Kösem Sultan hem devlet işlerinde hem de hayır faaliyetlerinde derin izler bırakmıştır.

Bu yazıda, Kösem Sultan’ın hayatı, Osmanlı yönetimindeki rolü, saraydaki etkisi, halk arasındaki itibarı ve kültürel mirası ele alınacaktır.

Kösem Sultan

Kösem Sultan’ın Saraydaki İlk Zamanları

Kösem Sultan’ın Osmanlı sarayına gelişi, harem siyasetinin en etkili olduğu döneme denk gelir. Gerçek adı “Anastasia” olan Kösem Sultan’ın, 1590 civarında Bosna’da doğduğu tahmin edilmektedir. Osmanlı’ya getirildiğinde genç bir kız olan Kösem, diğer cariyeler gibi Osmanlı dili, kültürü, gelenekleri ve saray protokolü konusunda titiz bir eğitim aldı.

Sarayda eğitimine devam ettiği sırada, Osmanlı geleneği gereği ona yeni bir isim verildi ve “Mahpeyker” olarak anılmaya başlandı. Bu isim, onun “ay yüzlü” anlamına gelen zarif ve etkileyici güzelliğini yansıtıyordu. Ancak Mahpeyker yalnızca güzelliğiyle değil, aynı zamanda keskin zekâsı ve stratejik düşünme yeteneğiyle de dikkat çekiyordu.

Eğitimini tamamladıktan sonra Sultan I. Ahmed’in haremine girdi ve kısa sürede padişahın dikkatini çekerek en gözde kadınlarından biri oldu. Harem, yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda bir siyaset ve güç merkeziydi. Kösem Sultan, yalnızca güzelliğiyle değil, aynı zamanda zekâ ve stratejik düşünme yeteneğiyle de öne çıktı. Bu sayede Haseki Sultan unvanını kazandı.

Bu unvan, Kösem Sultan’ın saraydaki yükselişinin başlangıcıydı. Hasekiler, padişaha en yakın kadınlar olup, gelecekte Osmanlı tahtına çıkacak şehzadelerin annesi olma hakkına sahipti. Ancak Kösem Sultan, diğer hasekilerden farklı olarak yalnızca haremde etkin bir figür olmakla kalmadı; aynı zamanda haremin iç dengelerini ustalıkla yönetti, güçlü ittifaklar kurarak saraydaki etkisini her geçen gün artırdı.

Stratejik hamleleri ve dikkatli yönetimi sayesinde, Osmanlı tarihinin en güçlü kadın figürlerinden biri haline gelmesini sağlayan süreci başlattı. Saray entrikalarına karşı gösterdiği keskin zekâsı ve siyasi hesapları, onu yalnızca Osmanlı hareminde değil, devlet yönetiminde de söz sahibi bir konuma taşıdı.

Kösem Sultan

Kösem Sultan’ın Haremde Yükselişi

Kösem Sultan’ın haremdeki yükselişi, Sultan I. Ahmed ile kurduğu yakın ilişki sayesinde başladı. Haremdeki diğer kadınlardan farklı olarak, Sultan I. Ahmed ile kurduğu bağ salt duygusal değil, aynı zamanda stratejik bir ittifak niteliğindeydi. Ona yalnızca bir eş değil, aynı zamanda bir danışman gibi yaklaşarak, padişahın yanında güçlü bir konum elde etti. Haremdeki diğer kadınlarla kıyaslandığında, onun en büyük avantajı hem padişaha duyduğu sadakat hem de devlet meselelerine olan ilgisiydi.

Bu yakınlaşma, zamanla çocukları aracılığıyla konumunu daha da güçlendirmesine olanak sağladı. Kösem Sultan, Sultan I. Ahmed’den Şehzade Murad, Şehzade İbrahim, Ayşe Sultan, Fatma Sultan, Gevherhan Sultan ve Hanzade Sultan gibi birçok çocuğa annelik yaptı. Osmanlı hareminde, bir padişahın oğullarını dünyaya getirmek, kadınların statüsünü belirleyen en önemli unsurlardan biriydi. Şehzadelerin annesi olmak, haremdeki güç dengelerinde doğrudan söz sahibi olmayı sağlıyordu.

Rakiplerine karşı dikkatli ve planlı hareket ederek hem diğer hasekilerle hem de sarayın güçlü isimleriyle ittifaklar kurarak konumunu sağlamlaştırdı. Padişahın en güvendiği isimlerden biri haline gelen Kösem, zamanla devlet işlerine doğrudan müdahil olmaya başladı.

Onun siyasi gücü yalnızca haremle sınırlı kalmadı; Osmanlı yönetimini de doğrudan etkiledi. Ancak bu güç mücadelesi, zamanla saray içinde ciddi çekişmelere yol açtı. Kösem Sultan’ın etkisi Valide Sultan unvanını aldıktan sonra zirveye ulaşacak, ancak bu süreçte ona karşı gelişen muhalefet de artacaktı.

Kösem Sultan’ın Valide Sultan Dönemi

1617 yılında Sultan I. Ahmed’in vefatının ardından, Kösem Sultan Osmanlı siyasetinde etkinliğini artırmaya başladı. Ancak doğrudan Valide Sultan unvanını alabilmesi için oğullarının tahta çıkmasını beklemesi gerekiyordu. Önce kayınbiraderleri Sultan II. Osman ve Sultan I. Mustafa tahta geçti. Ardından 1623 yılında, oğlu IV. Murad’ın henüz çocuk yaşta tahta çıkmasıyla Kösem Sultan, “Saltanat Naibesi (Naibe-i Saltanat) olarak Osmanlı yönetiminde fiili bir güç kazandı.

  1. Murad’ın çocuk yaşta olması nedeniyle devletin en önemli kararlarını Kösem Sultan aldı. Sadrazam atamalarında etkili oldu, mali ve askeri işlere müdahale etti ve özellikle yeniçerilerle güçlü ilişkiler kurarak iktidarını sağlamlaştırdı.

Ancak IV. Murad, büyüdükçe otoriter ve sert bir yönetim anlayışıyla devleti doğrudan yönetmeye başladı. Bu süreçte Kösem Sultan’ın gücü görece azalsa da perde arkasında kalarak harem ve saraydaki nüfuzunu korudu.

1640 yılında IV. Murad’ın ölümüyle, Kösem Sultan’ın diğer oğlu Sultan İbrahim tahta çıktı. Ancak Sultan İbrahim’in dengesiz ruh hali, devlet yönetimini büyük ölçüde Kösem Sultan’ın ellerine bıraktı.

1648’de, devlet adamlarının desteğiyle Sultan İbrahim tahttan indirildi ve kısa süre sonra öldürüldü. Yerine Kösem Sultan’ın torunu IV. Mehmed tahta geçti. Henüz yedi yaşında olan yeni padişah nedeniyle, Kösem Sultan devlet yönetiminde yeniden en güçlü figür hâline geldi.

Bu dönem, Osmanlı tarihinde “Kadınlar Saltanatı” olarak anılan sürecin doruk noktasıydı. Ancak bu güç dengesi, Kösem Sultan’ın trajik sonunun başlangıcı olacaktı.

Kösem Sultan’ın Ölümü

Kösem Sultan’ın gücü, torunu IV. Mehmed’in 1648’de tahta çıkmasıyla zayıflamaya başladı. Ancak bu kez karşısında güçlü bir rakip vardı: Gelini Turhan Sultan. IV. Mehmed tahta çıkmasına rağmen, devletin yönetimi hâlâ Kösem Sultan’ın elindeydi. Bu durumdan rahatsız olan Turhan Sultan, iktidarı ele geçirmek için harekete geçti.

Saraydaki iktidar mücadelesi giderek şiddetlendi. Kösem Sultan, yeniçerilerin desteğini alarak IV. Mehmed’i tahttan indirip yerine başka bir şehzadeyi geçirmeyi planladı. Ancak bu plan, Turhan Sultan ve çevresindeki devlet adamları tarafından öğrenildi. Bunun üzerine, Kösem Sultan’ın ortadan kaldırılmasına karar verildi.

1651 yılında Kösem Sultan, Topkapı Sarayı’ndaki odasında boğdurularak öldürüldü. Osmanlı tarihinde öldürülen ilk Valide Sultan olarak kayıtlara geçti. Onun ölümüyle birlikte, Osmanlı tarihinde Kadınlar Saltanatı dönemi sona erdi ve saraydaki kadınların siyasi gücü giderek azalmaya başladı.

Kösem Sultan’ın Saraydaki Siyasi Gücü

Kösem Sultan, Osmanlı devlet yönetiminde yalnızca harem içinde değil, doğrudan siyaset sahnesinde de etkili bir figür oldu. Saray entrikalarının ötesine geçerek, sadrazamlar ve devlet adamlarıyla doğrudan iletişim kurdu ve Osmanlı siyasetinde aktif rol oynadı. Padişahların çocuk yaşta tahta çıkmasıyla, fiili yönetici konumuna geldi ve Osmanlı tarihinde bir kadın olarak eşi benzeri az görülen bir otorite kazandı.

Sadrazamların atanması ve görevden alınması konusunda büyük bir nüfuza sahipti. Devlet politikalarının belirlenmesinde doğrudan etkili olup, iç ve dış meselelerde söz sahibiydi. Yeniçerilerle kurduğu güçlü bağ, onun saraydaki konumunu pekiştirmesine yardımcı oldu ve Osmanlı yönetiminde önemli bir denge unsuru haline gelmesini sağladı.

Osmanlı’nın dış politikasında da etkili oldu. Özellikle savaş stratejileri ve diplomatik görüşmelerde perde arkasında söz sahibiydi. İsyanların bastırılması, mali düzenlemeler ve kriz yönetimi gibi konularda kilit kararlar aldı. Sultan I. Ahmed döneminde güç kazanmaya başlayan Kösem Sultan, oğulları IV. Murad ve I. İbrahim’in saltanatları boyunca devleti perde arkasından yönetti.

Kösem Sultan, devlet adamlarıyla kurduğu güçlü ilişkiler ve stratejik hamleleri sayesinde Osmanlı tarihinin en etkili kadın liderlerinden biri haline geldi. Hem güçlü bir siyasetçi hem de Osmanlı tahtı üzerinde uzun yıllar nüfuz sahibi bir stratejist olarak tarih sahnesindeki yerini aldı.

Kösem Sultan’ın Hayır İşleri

Kösem Sultan, Osmanlı tarihinin en güçlü kadın figürlerinden biri olmasının yanı sıra, hayırseverlik faaliyetleriyle de halkın gönlünde özel bir yer edinmiştir. İstanbul’un farklı bölgelerinde camiler, çeşmeler, medreseler ve vakıflar inşa ettirmiştir. Özellikle yoksullara, dul kadınlara ve yetimlere yönelik yardımlarıyla tanınmış, halk arasında büyük itibar kazanmıştır.

Saray içinde olduğu kadar, halk arasında da sevilen bir isim olan Kösem Sultan, ihtiyaç sahiplerine düzenli yardımlar yapmış ve sosyal dayanışmayı desteklemiştir. Her yıl Receb-i Şerif ayında tebdili kıyafetle hapishanelere giderek, borcu yüzünden hapse düşen mahkûmların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağlamıştır. Ayrıca, fakir kızların çeyizlerini hazırlayarak onları evlendirmiştir.

Kösem Sultan’ın en önemli hayır işlerinden biri, Üsküdar’daki Çinili Camii Külliyesi’dir. 1640 yılında inşa edilen bu külliye; cami, medrese, sebil, hamam, sıbyan mektebi ve çeşmeden oluşmaktadır. Külliyenin mimarının dönemin hassa baş mimarı Kasım Ağa olduğu düşünülmektedir.

Hayırseverliği yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmayan Kösem Sultan, Osmanlı topraklarının farklı bölgelerinde de çeşmeler ve hayır kurumları yaptırmıştır. Bu hayır işleri, onun halk arasında “Anadolu’nun annesi” olarak anılmasına vesile olmuştur.

Kösem Sultan

Kösem Sultan’ı Konu Alan Dizi, Kitap ve Oyunlar

Kösem Sultan, Osmanlı tarihinin en güçlü kadın figürlerinden biri olarak edebiyat, tiyatro ve televizyon gibi farklı sanat dallarında sıkça işlenmiştir. Entrikalarla dolu yaşamı, siyasi mücadeleleri ve Osmanlı yönetimindeki etkisi hem tarihçilerin hem de sanatçıların ilgisini çekmeye devam etmektedir.

Televizyonda Kösem Sultan

Kösem Sultan’ı geniş kitlelere tanıtan en önemli yapımlardan biri, Muhteşem Yüzyıl: Kösem” dizisidir. 2015 yılında yayınlanan bu dizi, Kösem Sultan’ın Osmanlı sarayındaki siyasi mücadelesini ve Osmanlı’nın en güçlü kadınlarından biri oluşunu dramatik bir anlatımla sunmuştur. Türkiye ve dünya çapında geniş bir izleyici kitlesine ulaşarak Kösem Sultan’ın tanınırlığını artırmıştır.

Tiyatroda Kösem Sultan

Kösem Sultan, Osmanlı tarihinin en güçlü kadın liderlerinden biri olarak tiyatro sahnesine de konu olmuştur. Bu çerçevede, Turan Oflazoğlu’nun yazdığı iki perdeden oluşan Kösem Sultan adlı tarihî trajedi, onun iktidar hırsını ve Osmanlı yönetimindeki etkisini derinlemesine işler.

Bunun yanı sıra, Kosta Kortidis de Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli döneminden en çalkantılı sürecine geçişini Kösem Sultan üzerinden anlattığı Gözyaşı Sarayı: Kösem adlı tiyatro oyununu kaleme almıştır.

Bu eserler, Kösem Sultan’ın zekâsını, stratejik hamlelerini ve Osmanlı siyasetindeki rolünü tiyatro aracılığıyla izleyiciye aktarmaktadır.

Kitaplarda Kösem Sultan

Kösem Sultan’ın hayatı, birçok tarihçi ve yazar tarafından roman ve araştırma kitaplarına konu edilmiştir.

  • Solmaz Kamuran- “Kösem Sultan”:
    Bu tarihi roman, Kösem Sultan’ın yükselişini, siyasi entrikalarını ve Osmanlı sarayındaki gücünü kurgusal bir dille anlatmaktadır. Osmanlı haremi ve “Kadınlar Saltanatı” dönemine ilgi duyan okurlar için sürükleyici bir eser niteliğindedir.
  • Özlem Kumrular- “Kösem Sultan”:
    Akademik bir araştırma kitabı olup, Kösem Sultan’ın Osmanlı siyasetindeki rolünü tarihî belgeler ışığında ele almaktadır. Osmanlı hareminin siyasi gücünü anlamak isteyenler için detaylı bir kaynak olarak öne çıkmaktadır.
  • Erhan Afyoncu- “Kösem Sultan”:
    Tarihçi Erhan Afyoncu tarafından kaleme alınan bu eser, Kösem Sultan’ın hayatını ve Osmanlı yönetimindeki etkisini tarihî belgelerle ele alarak akademik bir bakış açısı sunmaktadır. Osmanlı tarihine ilgi duyanlar için önemli bir başvuru kaynağıdır.
  • Alexandre Dumas- “Kösem Sultan”:
    Ünlü Fransız yazar Alexandre Dumas’ının kaleme aldığı bu eser, Osmanlı sarayındaki entrikaları ve Kösem Sultan’ın iktidar mücadelesini merkeze alan tarihi bir romandır.

Kösem Sultan

Sonuç olarak, Kösem Sultan; Osmanlı tarihinde kadınların en güçlü rollerden birini üstlenen bir figür olmuştur. Siyasi zekâsı, hayırseverliği ve iktidar mücadeleleriyle iz bırakan bu güçlü kadın, trajik sonuna rağmen Osmanlı tarihindeki etkisini sürdürmeye devam etmektedir.

Yazar: Bu yazı Nazlıcan Yetimaslan tarafından hazırlanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir